i̇şte!

listen to the pronunciation of i̇şte!
Türkçe - İngilizce
Here you are
işte
here

Here is a letter for you. - İşte senin için bir mektup.

Here's the house where he lived. - İşte onun yaşadığı ev.

işte
behold
işte
{ü} there

There's a party after work. - İşten sonra bir parti var.

There comes our teacher. - İşte hocamız geliyor.

işte
Here!, Here it is!, Here you are!, There you are!; See!, Look!; you see
işte
you see
işte
work

I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work. - Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.

He drinks coffee before work. - O, işten önce kahve içer.

işte
already

His mother was already home from work and had supper prepared. - Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.

Shouldn't you be at work already? - Zaten işte olman gerekmiyor mu?

işte
see

I don't see how Tom can stay up all night and then be so wide awake at work. - Tom'un bütün gece nasıl ayakta kalabildiğini ve sonra işte nasıl uyanık kaldığını anlamıyorum.

I'll see you after work. - İşten sonra görüşürüz.

işte
here you are
işte
aha
işte
at work

He is at work now, but will come back at seven. - O şimdi işte fakat yedide dönecek.

I'd like to spend less time at work and more time at home. - İşte daha az ve evde daha çok zaman geçirmek istiyorum.

işte
lo
işte
as you see
işte
Here!/Here it is!
işte
See!/Look!/Behold!
işte
here is

Here is their photo album. - İşte onların fotoğraf albümü.

Here is a letter for you. - İşte senin için bir mektup.

Türkçe - Türkçe

i̇şte! teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

işte
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılır
işte
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir
işte
Gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenir
işte
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir: "İşte bütün manzara budur!"- R. E. Ünaydın
işte
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılır: "Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte."- N. Cumalı
İşte
ıhı
i̇şte!