i̇şaret etmek

listen to the pronunciation of i̇şaret etmek
Türkçe - İngilizce

i̇şaret etmek teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

işaret etmek
indicate
işaret etmek
designate
işaret etmek
signal
işaret etmek
beckon
işaret etmek
point at

It is rude to point at others. - Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

It is rude to point at people. - İnsanları işaret etmek kalabalıktır.

işaret etmek
(Hukuk) refer to
işaret etmek
point to
işaret etmek
to point out, indicate
işaret etmek
a) to point out, to indicate b) to make a mark
işaret etmek
point out

I'd like to point out some problems regarding your suggestion. - Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.

işaret etmek
betoken
işaret etmek
signalize
işaret etmek
make a sign
işaret etmek
sign
işaret etmek
point

It is rude to point at people. - İnsanları işaret etmek kalabalıktır.

I'd like to point out some problems regarding your suggestion. - Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.

işaret et
{f} pointed

She pointed her finger at him. - O, parmağıyla onu işaret etti.

Tom pointed towards the mountain. - Tom dağlara doğru işaret etti.

işaret et
{f} point

Tom pointed out some problems. - Tom bazı sorunlara işaret etti.

She pointed her finger at him. - O, parmağıyla onu işaret etti.

işaret etmek
read
işaret etme
designation
işaret etme
(Bilgisayar) point

It is rude to point at others. - Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

It is rude to point at people. - İnsanları işaret etmek kalabalıktır.

işaret etmek
motion
işaret etmek
imply
işaret etmek
gesture
işaret etmek
note
işaret etmek
characterize
işaret etmek
flag
işaret et
point at

It is rude to point at others. - Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

It is rude to point at people. - İnsanları işaret etmek kalabalıktır.

işaret et
{f} gesture

Tom gestured for Mary to go ahead. - Tom Mary'nin önde gitmesi için işaret etti.

Tom gestured for Mary to follow him. - Tom Mary'nin onu izlemesi için işaret etti.

işaret etmek
suggest

I'd like to point out some problems regarding your suggestion. - Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.

işaret etmek
mark
işaret etmek
allude
işaret etmek
beck
işaret etmek
to point out
işaret etmek
to point at
el ile işaret etmek
motion
girmesini işaret etmek
beckon smb. in
iyiye işaret etmek
to bode well
işaret et
beckon

The policeman beckoned to me with his forefinger. - Polis onun işaret parmağı ile bana işaret etti.

Tom beckoned me to come in. - Tom içeri girmem için işaret etti.

işaret et
augur
işaret etme
pointing

There is a certain pleasure in pointing out other people's errors. - Başka insanların hatalarını işaret etmekte belli bir zevk var.

işaret etme
prefigurement
işaret etme
signal
işaret etmek
token
işaret etmek
bode
sivri bir şeyle işaret etmek
(deyim) jab at
çıkmasını işaret etmek
nod smb out
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) İAZ
(Osmanlı Dönemi) TELVİH
işaret etmek
Belirtmek
işaret etmek
Bir şeyi, bir durumu el, yüz hareketleriyle anlatmak, göstermek
işaret etmek
işmar
İşaret etme
(Osmanlı Dönemi) İLMA'
i̇şaret etmek