işlenmiş

listen to the pronunciation of işlenmiş
Türkçe - İngilizce
machined
worked
wrought
processed, treated; cultivated
finished
refined
cultivated
milled
trimmed
tilled
dressed
(Kanun) committed

This afternoon there was a double homicide committed less than two miles away from here. - Bu öğleden sonra buraya iki milden az mesafede işlenmiş çifte bir cinayet oldu.

Many murders have been committed in the name of patriotism. - Vatanseverlik bahanesini kullanarak birçok cinayet işlenmiştir.

reworked
işlenmiş tarım ürünleri
(Ticaret) processed agricultural products
işlenmiş tarım ürünleri
(Ticaret) goods resulting from the processing of agricultural products
işlenmiş (hücre/doku)
engineered (cell/tissue)
işlenmiş (suç)
perpetrated
işlenmiş arazi
cultivated land
işlenmiş kereste
dressed lumber
işlenmiş koyun derisi
mouton
işlenmiş toprak
tillage
işlenmiş toprak
tilth
işlenmiş tütün
Cavendish
genetik olarak işlenmiş
(Biyoloji) genetically engineered
tornada işlenmiş
turned
işle
function as

Some English adverbs function as adjectives. - Bazı İngilizce zarflar sıfat olarak işlevini yerine getirir.

işle
{f} manipulated

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
manipulate

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
{f} process

This computer has a Pentium processor. - Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

işle
{f} cultivated

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
cultivate

They say Zen cultivates our mind. - Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
{f} processing

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

yapılmış, işlenmiş
made, processed
bilgisayarla işlenmiş
computerized
eksik işlenmiş
(Fotoğrafçılık) underdeveloped
hükümet onayıyla işlenmiş kanunsuz eylem
act of state
incelikle işlenmiş
elaborated
işle
till
işle
brocade
işle
engraving
işle
{f} handle

Gunpowder needs to be handled very carefully. - Barut çok dikkatli şekilde işlenmeli.

Tom decided to step back and allow Mary to handle things for a while. - Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.

işle
engrave
minimum işlenmiş
(Gıda) minimal processed
minimum işlenmiş gıda
(Gıda) minimally processed food
sıcak işlenmiş
heat treated, hot-worked
taşa işlenmiş
lapidary
tekrar işlenmiş
reprocessed
tuz ve şapla işlenmiş
(kösele) tawed
çekiçle işlenmiş
hammered
işlenmiş