işlemeyen

listen to the pronunciation of işlemeyen
Türkçe - İngilizce
at rest
inoperative
idle
stationary
işle
function as

Some English adverbs function as adjectives. - Bazı İngilizce zarflar sıfat olarak işlevini yerine getirir.

işle
{f} manipulated

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
manipulate

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
{f} process

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

I will buy you a new word processor. - Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.

işle
{f} cultivated

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
cultivate

They say Zen cultivates our mind. - Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
{f} processing

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

işle
till
işle
brocade
işle
engraving
işle
{f} handle

Your car handles easily. - Senin araban kolayca işler.

We can handle things. - İşleri idare edebiliriz.

işle
engrave
işlemeyen