He didn't divulge the information, not even under pain of torture.
- O, işkence acısı altında bile bilgileri açıklamadı.
In the U.S., it is illegal to torture people in order to get information from them.
- ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
Please don't torment me any longer.
- Lütfen artık bana işkence etme.
The natives were tormented by a long spell of dry weather.
- Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı.
I'm firmly opposed to corporal punishment.
- Ben işkenceye kesin olarak karşıyım.
Stop torturing me. What did he say?
- Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi?
Mary's back pain was torturing her.
- Mary'nin sırt ağrısı ona işkence yapıyordu.