işkence ederek

listen to the pronunciation of işkence ederek
Türkçe - İngilizce
torturing
present participle of torture
the act of torturing someone; "it required unnatural torturing to extract a confession"
extremely painful
işkence et
{f} torture

They tortured the prisoner first and then killed him. - Onlar, tutukluya önce işkence ettiler ve sonra onu öldürdüler.

She tortured a prisoner. - O bir tutukluya işkence etti.

işkence et
{f} tormented
işkence et
excruciate
işkence et
agonize
işkence et
{f} excruciating
işkence et
{f} torturing

Stop torturing me. What did she say? She said yes. - Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi? O evet dedi.

There's no point in torturing him, he isn't going to confess. - Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.

işkence et
{f} agonizing
işkence ederek