işbirliği

listen to the pronunciation of işbirliği
Türkçe - İngilizce
collaboration

The collaboration between Tom and Mary is not going very smoothly. - Tom ve Mary arasındaki işbirliği çok düzenli gitmiyor.

He considered a collaboration. - O bir işbirliği düşündü.

cooperation

Thank you for your cooperation. - Senin işbirliği için teşekkür ederiz.

I need your cooperation. - Senin işbirliğine ihtiyacım var.

cooperative

Tom said that he'd been cooperative. - Tom işbirliğine açık olduğunu söyledi.

Fadil seemed to be very cooperative with police. - Fadıl polisle çok işbirliği içinde gibi görünüyordu.

Cooperation, collaboration
cahoot

They're all in cahoots. - Onların hepsi işbirliği içinde.

cooperation, collaboration, conjunction
association

Afghanistan, Bangladesh, Bhutan, India, Maldives, Nepal, Pakistan and Sri Lanka are the eight members of the South Asian Association for Regional Cooperation. - Afganistan, Bangladeş, Butan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka Bölgesel İşbirliği için Güney Asya Birliğinin sekiz üyesidir.

league
team work
(Konuşma Dili) hand in glove
liaison
to cooperate
cooperatively
well-conducted
cooperate

I suggest you cooperate. - İşbirliği yapmanı öneririm.

People achieve more when they cooperate. - İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.

işbirliği yapmak
{f} collaborate
işbirliği yapmak
{f} cooperate

We had to cooperate with each other. - Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.

Tom is willing to cooperate. - Tom işbirliği yapmak için istekli.

işbirliği etmek
cooperate
işbirliği etmeyen
uncooperative
işbirliği ile muhtemel durum hedeflemesi; muharebe kontrol timi
(Askeri) collaborative contingency targeting; combat control team
işbirliği içinde
be hand in glove
işbirliği içinde olmak
be in cahoots
işbirliği yapan
coefficient
işbirliği yapma
alignment
işbirliği yapmak
play ball
işbirliği yapmak
to collaborate, to play ball
işbirliği yapmak isteyen
cooperative
İŞBİRLİĞİ
(Askeri) collaborate

Maybe we could collaborate. - Belki işbirliği yapabiliriz.

Tom collaborated with Mary on that. - Tom bu konuda Mary ile işbirliği yaptı.

gizlice işbirliği yapmak
connive
işbirliği yapmak
(Konuşma Dili) be in league with
işbirliği yapmak
(deyim) conspire with
işbirliği yapmak
associate with

She doesn't like to associate with Bill. - O Bill ile işbirliği yapmak istemiyor.

işbirliği yapmak
cooperate with
işbirliği yapmak
muck in
polis işbirliği
(Politika, Siyaset) police cooperation
sivil asker işbirliği
(Askeri) civil military cooperation
üniversite işbirliği
university cooperation
işbirliği içinde
in concert
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü
economic development and cooperation organization
işbirliği içinde
in cooperation
işbirliği yapmak
identify to
karadeniz ekonomik işbirliği teşkilatı
(Ekonomi) Organization of the Black Sea Economic Cooperation (BSEC)
kütüphanelerarası işbirliği
interlibrary loan

This service is available to registered faculty members. Interlibrary Loan processes requests from faculty to obtain loans or photocopies of material not owned.

ABD Savunma Muhabere Kuruluşu; Savunma İşbirliği Anlaşması; mukabil hava savunma
(Askeri) Defense Communications Agency; Defense Cooperation Agreements; defensive counterair; dual-capable aircraft
Askeri İşbirliği Dairesi; optik bellek kartı
(Askeri) Office of Military Cooperation; optical memory card
Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği
(Hukuk) Asian-Pacific Economic Cooperation (APEC)
Avrupa Bilimsel ve Teknik Araştırma Alanında İşbirliği
(Hukuk) European Cooperation in the Field of Scientific and Technical Research (COST)
Avrupa Birliği Ekonomik İşbirliği
(Hukuk) European Union Economic Cooperation (EUEC)
Avrupa Ekonomik İşbirliği Ligi
(Hukuk) European League for Economic Cooperation
Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(Hukuk) Organisation for European Economic Co-operation (OEEC)
Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü
(Hukuk) Organization for European Economic Cooperation (OEEC)
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı
(Hukuk) (AGİK) Conference on Security and Cooperation in Europe (CSCE)
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
(Hukuk) Organisation of Security and Cooperation in Europe
Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı
Organization for European Economic Cooperation
Avrupa İşbirliği Ajansı
(Hukuk) European Cooperation Agency
Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(Hukuk) Organisation for Economic Cooperation and Development (OECD)
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(Hukuk) Organisations for Economic Cooperation and Development (OECD)
Her Bölgede Yardım ve Kurtarma İşbirliği
(Askeri) Cooperative for Assistance and Relief Everywhere
Karadeniz Ekonomik İşbirliği
(Hukuk) Black Sea Economic Cooperation
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Konferansı
(Hukuk) Black Sea Economic Cooperation Conference
Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi
(Hukuk) Gulf Cooperation Council (GCC)
Kültür İşbirliği Konseyi
(Hukuk) Cultural Cooperation Council
Kültürel İşbirliği Vakfı
(Hukuk) Foundation for Cultural Cooperation
Parasal İşbirliği Fonu
(Hukuk) Monetary Cooperation Fund
Savunma Bakanlığı Güvenlik İşbirliği Dairesi
(Askeri) Defense Security Cooperation Agency
Uluslar Arası Hastalık Kodları; Uluslar Arası İşbirliği Ve Kalkınma Programı (US
(Askeri) International Code of Diseases; International Cooperation and Development Program (USDA)
Uluslar Arası Kalkınma İşbirliği Teşkilatı
(Askeri) International Development Cooperation Agency
Uluslar arası Ekonomik İşbirliği Konferansı
(Hukuk) Conference on International Economic Cooperation (CIEC)
Uluslar arası Laboratuvar Akreditasyon İşbirliği Örgütü
(Hukuk) International Laboratory Accreditation Cooperation (ILAC)
bilgi işlem alanında işbirliği
(Hukuk) cooperation in the field of data processing
bilimsel ve teknolojik araştırma alanında Avrupa işbirliği
(Hukuk) European cooperation on scientific and technical research (COST)
düşmanla işbirliği yapan kimse
quisling
ekonomik ve ticarî işbirliği daimi komitesi
(Hukuk) standing committee for economic and commercial cooperation
fiili işbirliği
(Ticaret) active collaboration
geliştirilmiş işbirliği
(Hukuk) enhanced cooperation
güvenlik işbirliği
(Hukuk) security cooperation
hain işbirliği
traitorous cooperation
harekat alanı güvenlik işbirliği planı
(Askeri) theater security cooperation plan
harekat alanı güvenlik işbirliği; harekat alanı destek komutanlığı
(Askeri) theater security cooperation; theater support command
hassas çatışma işbirliği süreci
(Askeri) precision engagement collaboration process
hükümetler arası işbirliği
(Hukuk) intergovernmental cooperation
iktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Organization
for Economic Cooperation and Development . İ
işbirliği yapmak
associate oneself
işbirliği yapmak
coordinate
işbirliği yapmak
make common cause with
işbirliği yapmak
identify with
işbirliği yapmak
{f} associate

She doesn't like to associate with Bill. - O Bill ile işbirliği yapmak istemiyor.

işbirliği yapmak
go ahead with
işbirliği yapmak
aline oneself with
kalkınma için bölgesel işbirliği
(Hukuk) regional cooperation for development (RCD)
kurumsal işbirliği
corporate cooperation
sivil-asker işbirliği
(Askeri) civil-military cooperation
siyasal işbirliği
(Hukuk) political cooperation
siyasi işbirliği
(Politika, Siyaset) political affiliation
teknolojik işbirliği
(Askeri) technologic cooperation
turizm işbirliği anlaşması
(Turizm) tourism cooperation agreement
uluslar arası adli işbirliği
(Hukuk) international judicial cooperation
yakın işbirliği
(Hukuk) close cooperation
yakın işbirliği yapan kimseler
(Hukuk) close collaborator
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) TEŞRİKİ MESAİ
kooperasyon
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü bazen de İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (İngilizce: Organisation for Economic Co-operation and Development -OECD), uluslararası bir ekonomi örgütüdür
İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü bazen de İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (İngilizce: Organisation for Economic Co-operation and Development -OECD), uluslararası bir ekonomi örgütüdür
İngilizce - Türkçe

işbirliği teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

işbirliği yapmak
birlikte çalışmak, bir işi projeyi birlikte yapmak. birbirine destek olamak, yardımda bulunmak
işbirliği