işaret et

listen to the pronunciation of işaret et
Türkçe - İngilizce
{f} pointed

She pointed her finger at him. - O, parmağıyla onu işaret etti.

The teacher pointed to the blackboard. - Öğretmen tahtaya işaret etti.

{f} point

Don't point at others. - Diğerlerini işaret etme.

He pointed to the tower over there. - O, oradaki kuleyi işaret etti.

point at

It is rude to point at others. - Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

Don't point at others. - Diğerlerini işaret etme.

{f} gesture

Tom gestured for Mary to go inside. - Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.

Tom gestured for Mary to follow him. - Tom Mary'nin onu izlemesi için işaret etti.

beckon

She beckoned me to come in. - O bana içeri girmem için işaret etti.

Tom beckoned me to follow him. - Tom onu izlememi işaret etti.

augur