Go and speak to my colleague.
- Git ve iş arkadaşımla konuş.
This is Tom, my colleague.
- Bu Tom, iş arkadaşım.
This clothing is my coworker's, not mine.
- Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil.
Is your coworker an American?
- Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?
They are collaborators.
- Onlar iş arkadaşıdırlar.
Sami needed a few co-workers to assist.
- Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
She gave a lift to a co-worker.
- O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
Tom's behaviour had very negative effects on his workmates.
- Tom'un davranışlarının onun iş arkadaşları üzerinde çok olumsuz etkileri vardı.
My boyfriend and I were workmates.
- Erkek arkadaşım ve ben iş arkadaşlarıydık.