I sincerely hope not.
- Ben içtenlikle ummuyorum.
I sincerely hope it won't come to that.
- Ona ulaşmayacağını içtenlikle umut ediyorum.
I sincerely, truly believe that.
- İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.
She is dearly loved by everybody.
- O herkes tarafından içtenlikle sevilir.
She loved her mother dearly.
- O, annesini içtenlikle seviyordu.
She is dearly loved by everybody.
- O herkes tarafından içtenlikle sevilir.
Tom loved his children dearly.
- Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.
They greeted each other cordially.
- Birbirlerini içtenlikle selamladılar.
I sincerely hope that you will soon recover from your illness.
- İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
We sincerely apologize for our error.
- Hatamız için içtenlikle özür dileriz.