I hear Tom's a bit of a drinker.
- Tom'un biraz içkici olduğunu duyuyorum.
Tom's father was a drinker.
- Tom'un babası içkiciydi.
Can I buy you a drink?
- Ben size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Drinking on an empty stomach is bad for your health.
- Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
Does this candy contain liquor?
- Bu şeker içki içeriyor mu?
Tom went to the liquor store to buy a bottle of rum.
- Tom, bir şişe rom almak için içki dükkanına gitti.
After pouring drinks, Tom put the bottle down in front of Mary.
- İçkileri doldurduktan sonra, Tom şişeyi Mary'nin önüne koydu.
Tom had to choose between his family and the bottle.
- Tom ailesi ve içki arasında bir seçim yapmak zorundaydı.
I wonder if Tom is still groggy.
- Tom'un hâlâ içki sersemi olup olmadığını merak ediyorum.
Let's drop in for a drink.
- Bir içki için uğrayalım.
Booze is the answer, but now I can't remember the question.
- İçki içmek cevaptır ama şimdi soruyu hatırlayamıyorum.
Tom was only interested in sex and booze.
- Tom sadece seks ve içki alemiyle ilgileniyordu.
Tom put poison in Mary's drink.
- Tom, Mary'nin içkisine zehir koydu.
Sami emptied the poisonous capsules into Layla's drink.
- Sami zehirli kapsülleri Leyla'nın içkisine boşalttı.
The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
- Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
People who drink alcoholic beverages are not allowed to enter.
- Alkollü içki içen İnsanların girmesine izin verilmez.
Don't drink any alcohol.
- Herhangi bir alkollü içki içme.
Did Mike stop drinking alcoholic drinks?
- Mike alkollü içkileri içmeyi bıraktı mı?
What's your favorite thirst quencher?
- Favori susuzluk içkin nedir?
She didn't want to drink alcoholic drinks every day. However, beer is her favorite drink, so she drinks non-alcoholic beer every day.
- Alkollü içkileri her gün içmek istemiyordu. Fakat bira onun sevdiği içkisidir, bu yüzden o her gün alkolsüz bira içiyor.
What's your favorite alcoholic drink?
- Favori alkollü içkin nedir?
Did Mike stop drinking alcoholic drinks?
- Mike alkollü içkileri içmeyi bıraktı mı?
She abstains from drinking.
- O içkiden uzak duruyor.
Tom went to the liquor store to buy a bottle of rum.
- Tom, bir şişe rom almak için içki dükkanına gitti.
Did I put too much rum in your drink?
- İçkine çok rom koydum mu?
She abstains from drinking.
- O içkiden uzak duruyor.
My father tries to abstain from drinking.
- Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.