içeren teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- including
- with the inclusion of
- bearing
- inclusive
- consisting of
- (Bilgisayar) containing
They dug up a box containing human remains.
- İnsan kalıntıları içeren bir kutuyu kazarak çıkardılar.
Tom is carrying a bag containing a million dollars.
- Tom bir milyon dolar içeren bir çanta taşıyor.
- (Bilgisayar) contains
No sentence on Tatoeba contains the word anathema.
- Tatoeba'da anathema sözcüğünü içeren hiçbir cümle yoktur.
My wardrobe has four doors and two mirrors. It was manufactured by a Swedish company, whose name contains three vowels and a consonant.
- Gardrobumun dört kapısı ve iki aynası var. Adı, üç sesli harf ve bir ünsüz içeren bir İsveç şirketi tarafından üretildi.
- (Bilgisayar) continuing
- contain of
- maden içeren toprak
- dirt
- taahhüt içeren
- promissory
- genelleme içeren söz
- generality
- genelleme içeren söz
- generalization
- ozon içeren atmosfer katmanı
- ozonosphere
- içer
- comprise
- içer
- {f} involved
- içer
- contain
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
The dictionary contains about half a million words.
- Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- içer
- involve
Japanese sci-fi, as in anime, involves their Buddhistic and Animistic spirituality.
- Animelerde olduğu gibi Japon bilim-kurgusu onların Budist ve Animistik ruhsallığını içerir.
Investing in stocks involves risk.
- Hisse senetlerine yatırım yapmak risk içerir.
- içer
- include
Tom's duties include raking the leaves.
- Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
- içer
- {f} included
The exam included mathematics, physics and chemistry.
- Sınav matematik, fizik ve kimyayı içeriyordu.
The uncut version of the DVD only included one extra scene.
- DVD'nin kesilmemiş versiyonu sadece bir tane ekstra sahne içeriyordu.
- içer
- comprising
The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523.
- İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.
- alkol içeren
- spirituous
- altın içeren
- auriferous
- alçıtaşı içeren
- gypseous
- barbiturat içeren
- barbituric
- belesan yağı içeren
- balsamic
- bentonit içeren
- (Jeoloji) benthonic
- bentonit içeren
- (Jeoloji) benthonitic
- birçok konuyu içeren anlaşma
- package deal
- bizmut içeren
- bismuthal
- demir tuzları içeren
- chalybeate
- dost ateşi tehlikesi içeren bölge
- (Askeri) friendly weapon danger area
- elyaf içeren
- fibrillose
- fibrin içeren eksüda
- (Tıp) fibrinous exudate
- gereksiz tekrarlar içeren
- repetitious
- gereksiz tekrarlar içeren
- repetitive
- groyne içeren beton blok
- (Çevre) groyne with a concrete block
- iyot içeren
- iodous
- kalem kurşunu içeren
- plumbaginous
- keten içeren
- flaxy
- klorofil içeren
- chlorophyllose
- lipid içeren
- (Tıp) lipidic
- maden tuzu içeren
- saline
- maya içeren
- leavenous
- maymunlar ve insanı içeren memeliler takımı
- primates
- mısır gevreği ve meyve suyu içeren kahvaltı
- continental breakfast
- petrol içeren kayaç
- (Madencilik) petroleum source rock
- pirit içeren
- pyrilic
- rakam içeren sözcükler
- (Bilgisayar) words with numbers
- rodyum içeren
- rhodic
- salis içeren
- salic
- selenyum içeren
- selenious
- silisyum dioksit içeren
- siliciferous
- sitem içeren
- expostulatory
- su içeren
- aqueous
- tohum içeren meyve
- seedcase
- toryum içeren
- thoric
- vâât içeren
- promissory
- yazarın tüm eserlerini içeren dizi
- corpus
- yağ içeren
- sebaceous
- çok eşya içeren paket
- multipack
- çok çeşitli teknik konuları içeren
- polytechnic
- ünlü harfler içeren
- consonantal
- ıngilizce sözcükler içeren fransızca
- Franglais
- şeker içeren
- saccharine
- şeker içeren
- sacchariferous
- şiddet içeren suç raporu
- (Askeri) violent crime report