içerdiği

listen to the pronunciation of içerdiği
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) containing
(Bilgisayar) contains

Have you noticed that the word 'problem' contains the word 'poem'? - 'Problem' kelimesinin 'şiir' kelimesini içerdiğini fark ettiniz mi?

Malnutrition occurs when a person's diet contains too few or too many nutrients. - Kötü beslenme bir kişinin diyetinde çok az ya da çok besin içerdiği zaman oluşur.

içer
comprise
içer
{f} involved
içer
contain

The dictionary contains about half a million words. - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.

I addressed the envelope containing the invitation. - Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.

içer
involve

Parenthood involves totalitarianism. - Ebeveynlik totaliterliği içerir.

Investing in stocks involves risk. - Hisse senetlerine yatırım yapmak risk içerir.

içer
include

Tom's duties include raking the leaves. - Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.

This financial audit also includes an evaluation of the company's assets. - Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.

içer
{f} included

The parade included six marching bands. - Geçit töreni altı tane bando içeriyordu.

The exam included mathematics, physics and chemistry. - Sınav matematik, fizik ve kimyayı içeriyordu.

içer
comprising

The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523. - İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.

içerdiği