The government plans to scrap some of the older planes.
- Hükümet bazı eski uçakların hurdaya ayırmayı planlıyor.
The old car was taken for scrap.
- Eski araba hurda için alındı.
My old car is now in the junkyard.
- Eski arabam şimdi hurdalıkta.
I can't believe that you really sold that junk for such a high price.
- O hurdayı öyle yüksek bir fiyata gerçekten sattığına inanamıyorum.