Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.
- Tom had a hunch that Mary had spent the day reading comic books.
Yağmur yağacağına dair bir önsezim var.
- I have a hunch that it will rain.
Yaşlı bir kamburun caddeyi geçmesine yardım ettim.
- I helped an old hunchback cross the street.
Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.
- Tom had a hunch that Mary had spent the day reading comic books.
Tom'un Mary'nin başka biriyle görüştüğüne dair bir önsezisi vardı.
- Tom had a hunch that Mary was seeing someone else.
I have a hunch they'll find a way to solve the problem.
The old man walked with a hunch.
Do not hunch over your computer if you want to avoid neck problems.
... I can't really figure out, like, where this chorus is going or if my hunch is right about ...