Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
- Nothing is as difficult as becoming a person.
Tom kötü bir şahıs değil.
- Tom isn't a bad person.
Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
- Weight increase is the easiest method for personal development.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
- AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
- I don't like women without personalities.
Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
- Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
- Donald Trump is a famous business person.
Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.
- A young person is waiting for you outside.
Duygulu bir kimseyim, bilirsin.
- I am a sensitive person, you know.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
- He is such a bad person that everybody dislikes him.
Sen kötü bir insansın.
- You are a mean person.
Ben dürüst bir insanım.
- I am an honest person.
Onunla bizzat konuşmalısın.
- You must talk to her in person.
Bizzat git ve onunla görüş.
- Go and see him in person.