Röportajın nasıl gitti?
- How did your interview go?
Merhaba Mimi! Nasılsın?
- Hello Mimi! How are you?
Ne kadar para istiyorsun?
- How much money do you want?
O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı.
- She told me how it was wrong to steal.
Kaç tane çocuğun var?
- How many children do you have?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
- Tom doesn't know how to treat his employees properly.
Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
- Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
Tom'un bir yerli konuşmacı olmadığını nereden biliyorsun?
- How do you know that Tom isn't a native speaker?
Burada olduğumuzu nereden biliyordun?
- How did you know we were here?
Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.
- I handled the problem the only way I knew how.
Bunu yapma yöntemin bu.
- That's how you do it.
Tom ve Mary'nin onu yapma tarzını beğeniyorum.
- I like how Tom and Mary did that.
Onu yapma tarzın bu değil.
- That's not how you do it.
Dondurma yapma yöntemimiz budur.
- This is how we make ice cream.
Onu yapma yöntemimiz bu.
- That's how we did it.
Mühendisin kendine sormak zorunda olduğu yedi soru: kim, ne, ne zaman, nerede, niçin, nasıl ve ne kadar.
- The seven questions that an engineer has to ask himself are: who, what, when, where, why, how and how much.
Gerçekten nasıl hissettiğini niçin Tom'a söylemiyorsun?
- Why don't you tell Tom how you really feel?
Merhaba, John! Nasılsın?
- Hello, John! How are you?
İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
- After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
Ne kadar süredir bu kasabadasın?
- How long have you been in this town?
Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?
- How often do you go abroad?
Ben sadece bu tür şeylerin ne sıklıkta olduğunu merak ediyordum.
- I was just wondering how often this kind of thing happens.
Havaalanına ne kadar uzaklıkta?
- How far is it to the airport?
Havaalanı ne kadar uzak?
- How far away is the airport?
Nereye kadar gitmek zorundayız?
- How far do I have to go?
Bunu nereye kadar götürmeye isteklisin?
- How far are you willing to take this?
Kaç tane dolma kalemin var?
- How many pens do you have?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
O dağ bisikleti kaç para?
- How much is that mountain bike?
Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli.
- Tom should know exactly how much money we have to spend.
Akıllı telefonunuzu hangi sıklıkla kontrol ediyorsunuz?
- How often do you check your smartphone?
Hangi sıklıkla mesajlarını kontrol edersin.
- How often do you check your messages?
Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?
- How about going out for a walk?
İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
- How about something cold to drink?
Merhaba öğretmenim. Naber?
- Hello teacher. How are you doing?
Fransızca konuşamadığını nasıl olur da bana hiç söylemedin?
- How come you never told me you couldn't speak French?
Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
- How come you call on us so late at night?
Londra'da ne kadar kalacaksın?
- How long are you going to be in London?
Londra'da ne kadar kalacaksın?
- How long will you remain in London?
Ne kadar zamandır orada kaldınız?
- How long did you stay there?
Ne kadar zamandır gebesin?
- How long have you been pregnant?
10 kağıt tabak ne kadar?
- How much do ten paper plates cost?
Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?
- How much money was saved in preparation for the summer vacation?
İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
- How about something cold to drink?
Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- How about going for a walk?
Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
- How about staying for dinner? I'm making a big pot of stew.
Ben bir doktorum. Peki ya sen?
- I'm a doctor. How about you?
Niçin dün gece beni aramadın.
- How come you didn't call me last night?
Niçin Mary onunla pikniğe gidiyor?
- How come Mary is going on a picnic with him?
Nasıl oldu da Tom bitirmedi?
- How come Tom didn't finish?
Nasıl oldu da böyle bir hatayı yaptın?
- How come you made such a mistake?
İstasyona ne kadar uzakta?
- How far is it to the station?
Boston'a ne kadar uzakta?
- How far is it to Boston?
Bu kalem ne kadar uzundur?
- How long is this pencil?
Seto Köprüsü ne kadar uzunluktadır?
- How long is the Seto Bridge?
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.
- No matter how old one may be, one can learn.
Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
- Do you know how old Miss Nakano is?
Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
- She knows how to make candy.
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
- Do you know how to drive a car?
Size ne kadar iyi yüzebilirsin?
- How well can you swim?
Tom'u ne kadar iyi tanıyorsunuz?
- How well do you know Tom?
Peki ya sen? Hala arkadaşımla evli misin?
- How about you? Are you still married my friend?
Ben bir doktorum. Peki ya sen?
- I'm a doctor. How about you?
İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Merhaba Mimi! Nasılsın?
- Hello Mimi! How are you?
Günaydın, nasılsınız?
- Good morning, how are you doing?
İyi günler, nasılsınız?
- Good day, how are you?
Londra'da ne kadar kalacaksın?
- How many days will you remain in London?
Ne kadar halan ve dayın var?
- How many aunts and uncles do you have?
Akşam yemeğinin kaça mal olacağı kimsenin umurunda değil.
- Nobody cares how much the dinner is going to cost.
Tom onun kaça mal olduğunu umursamıyor. Halen onu almayı planlıyor.
- Tom doesn't care how much it costs. He still plans to buy it.
Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
- Tom! How nice to see you again!
Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
- How nice to be in Hawaii again!
Ne iyi ettin de geldin.
- How nice of you to come.
How often do you practice?.
I remember how to solve this puzzle.
There’s this real Al Capone fear that they’re going to get our guys, not on marijuana, but on something else,” Mr. Edson said, referring to how Capone was eventually charged with tax evasion rather than criminal activity.
How else can we get this finished?.
How was your vacation?.
It is an a posteriori argument, evincing the fact, but not the how.
How wonderful it was to receive your invitation.
How do I open the hood?
- How do I open the bonnet?
They shall beat their swords into plowshares and their spears into pruning hooks; One nation shall not raise the sword against another, nor shall they train for war again.
- They will hammer their swords into ploughshares and their spears into sickles. Nation will not lift sword against nation, no longer will they learn how to make war.
Fine, and you? (informal).
How come you didn't leave when you had the chance?.
I don't know how long the Amazon River is.
How long is the flight?.
The city of Melbourne has much more culture than Sydney. ― How so?.
I'm feeling really depressed. ― How so?.