At last she got a job as a stewardess.
- Sonunda bir hostes olarak bir iş buldu.
A stewardess was saved from the wreckage.
- Bir hostes enkazdan kurtarıldı.
Let's drink to our charming hostess!
- Çekici hostesimize içelim!
Tom danced with the hostess of the party.
- Tom partinin hostesiyle dans etti.
He married an air hostess.
- O, bir hostesle evlendi.