Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Tom bir peyzaj tasarımcısı.
- Tom is a landscape designer.
Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
- A dreary landscape spread out for miles in all directions.
Manzara bana tanıdık değil.
- The landscape is unfamiliar to me.