Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
- Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.
Umarım kimse beni dans ederken görmemiştir.
- I just hope no one saw me dancing.
Sami yataktan sıçradı.
- Sami hopped from the bed.
Umarım uçuşumuzu kaçırmayız.
- I hope we don't miss our flight.
Umarım uçuşunu beğenirsin.
- I hope you enjoy your flight.
Leyla arabada zıpladı.
- Layla hopped in the car.
Tom arabada zıpladı ve havalandı.
- Tom hopped in the car and took off.
Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.
- I hope there's still some bread left.
Biraz başarı ümidi var.
- There is little hope of success.
I hopped a plane over here as soon as I heard the news.
Oops, I think we forgot Tom.
- Hop, sanıyorum Tom'u unuttuk.
... hop ...
... I thought it would be a hop-in attire. ...