Umarım kimse benim dans ettiğimi görmedi.
- I hope no one saw me dancing.
Umarım kimse beni dans ederken görmemiştir.
- I just hope no one saw me dancing.
Sami yataktan sıçradı.
- Sami hopped from the bed.
Umarım uçuşumuzu kaçırmayız.
- I hope we don't miss our flight.
Umarım uçuşunu beğenirsin.
- I hope you enjoy your flight.
Tom arabada zıpladı ve havalandı.
- Tom hopped in the car and took off.
Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.
- I hope there's still some bread left.
Size biraz yardım edebileceğimi umuyorum.
- I hope I can be of some help to you.
I hopped a plane over here as soon as I heard the news.
Oops, I think we forgot Tom.
- Hop, sanıyorum Tom'u unuttuk.
... I thought it would be a hop-in attire. ...
... hop ...