Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
- What are some similarities among ethnic groups?
Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
- There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
- In a similar situation, I'd do the same.
Aynı sorunlarla daha önce yüz yüze geldik.
- We've run into similar problems before.