hoşlandım

listen to the pronunciation of hoşlandım
Türkçe - İngilizce
I like
hoşlan
enjoy

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

senden hoşlandım
i like you
hoşlan
care for

I don't care for sports. - Sporlardan hoşlanmam.

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

hoşlan
{f} liking

Mary's boss is a bit too tactile for her liking. - Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish. - Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

senden çok hoşlandım
i like you very much
hoşlandım