hoşlan

listen to the pronunciation of hoşlan
Türkçe - İngilizce
enjoy

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

care for

I don't care for sports. - Sporlardan hoşlanmam.

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

{f} liking

Mary's boss is a bit too tactile for her liking. - Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.

Fred took a liking to Jane and started dating her. - Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.