It seems that Cathy likes music.
- Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.
It likes strange animals, like snakes.
- O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
I don't care for foreign food.
- Ben yabancı yemekten hoşlanmam.
I cannot help liking him in spite of his many faults.
- Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.