hoşlanılmayan

listen to the pronunciation of hoşlanılmayan
Türkçe - İngilizce
antipathetic
Opposed in nature or character; antagonistic
Causing a feeling of antipathy; repugnant
Having or showing a strong aversion or repugnance
{s} full of hatred; full of loathing
Having a natural contrariety, or constitutional aversion, to a thing; characterized by antipathy; often followed by to
having a very strong feeling of disliking or opposing someone or something = hostile antipathetic to
hoşlan
enjoy

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

Felicja enjoys watching TV. - Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

hoşlan
care for

I don't care for foreign food. - Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

hoşlan
{f} liking

Fred took a liking to Jane and started dating her. - Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.

What's the difference between liking and loving someone? - Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

hoşlanılmayan