My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
Sometimes we have to serve our husbands like slaves.
- Bazen köle gibi erkeğimize hizmet etmek zorundayız.
Sometimes we have to serve our husbands like slaves.
- Bazen köle gibi erkeğimize hizmet etmek zorundayız.
Does a government have to serve ideologies, or rather, the interests of the people?
- Bir hükümet ideolojiler mi sunmak zorunda? Daha doğrusu insanların çıkarlarına mı hizmet etmek zorunda?
He served his master well.
- O, efendisine iyi hizmet etti.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
We are looking forward to serving you again.
- Size tekrar hizmet etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
In the recent years, the reputation of serving as a soldier has steadily been lowered.
- Son yıllarda, bir asker olarak hizmet etmenin itibarı sürekli düşürüldü.
We reserve the right to refuse service to anyone.
- Biz birine hizmet etmeyi reddetme hakkını saklı tutuyoruz.