hissedilme

listen to the pronunciation of hissedilme
Türkçe - İngilizce

hissedilme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

hisset
{f} felt

I felt the house shake a little. Didn't you? - Ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?

She was very well before lunch, but felt sick afterward. - O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.

hissedilmek
perceived
hisset
{f} feeling

I'm not feeling too well. - Ben çok iyi hissetmiyorum.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hissedilmek
be perceived
hisset
{f} feel

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

hissedilmek
to be sensed, be perceived
Türkçe - Türkçe
Hissedilmek işi
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hissedilmek
Sezilmek: "Bu akşam sesinde kaba ve iğrenç bir şeyden söz eder gibi, âdeta bir tiksinme hissediyordu."- H. E. Adıvar
hissedilmek
Hissetme işine konu olmak
hissedilmek
Sezilmek
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri