hissedilme

listen to the pronunciation of hissedilme
Türkçe - İngilizce

hissedilme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

hisset
{f} felt

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

Words cannot describe the horror I felt. - Kelimeler hissettiğim korkuyu anlatamaz.

hissedilmek
perceived
hisset
{f} feeling

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

I was not feeling very hungry. - Çok aç hissetmiyordum.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hissedilmek
be perceived
hisset
{f} feel

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap. - Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

People with amputated limbs continue to feel them as if they were still there. - Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.

hissedilmek
to be sensed, be perceived
Türkçe - Türkçe
Hissedilmek işi
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hissedilmek
Sezilmek: "Bu akşam sesinde kaba ve iğrenç bir şeyden söz eder gibi, âdeta bir tiksinme hissediyordu."- H. E. Adıvar
hissedilmek
Hissetme işine konu olmak
hissedilmek
Sezilmek
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
hissedilme