hinbringend

listen to the pronunciation of hinbringend
İngilizce - Türkçe

hinbringend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

passing
{i} geçme

Bir şekilde matematikten geçme notu aldım. - I somehow got a passing grade in mathematics.

Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı. - After all, he succeeded in passing the exam.

passing
geçerek

Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı. - He amazed everyone by passing his driving test.

Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı. - Ken saved his face by passing the examination.

passing
sollama
afferent
içeri ileten
passing
{i} geçit
passing
geçen

Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu. - He was picked up by a passing ship.

Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar. - They were rescued by a passing ship.

passing
kısa süren
afferent
{s} getiren (sinir)
afferent
(Tıp) İçeri (merkeze) götüren, getireafferens
afferent
(sıfat) getiren (sinir)
afferent
(Diş Hekimliği) merkeze doğru taşıyan, efferentin tersi
afferent
içeri götüren
afferent
afferent
passing
çabuk geçen rasgele olan
passing
ölüm/geçiş
passing
{s} gelip geçici

Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor. - They don't want to admit that it's really a passing fad.

passing
{s} geçici

Bu sadece geçici bir hevesti. - It was only a passing fad.

O sadece geçici bir sevdaydı. - It was just a passing infatuation.

passing
ahenkli olmayıp iki nota arasında geçiş olan nota
passing
ölme
Almanca - İngilizce
spending
bringing over
taking there
passing
afferent