Zaman zaman depresyona girerim.
- I get depressed at times.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım.
- I meet him at the club from time to time.
Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.
- I like to have a deep conversation with a more academic person from time to time.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Hepimiz bazen bir aptal gibi davranırız.
- We all make fools of ourselves at times.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- My son came to see me from time to time.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- My uncle comes to see me from time to time.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I still think about you from time to time.
Tom bazen bana hâlâ yazıyor.
- Tom still writes to me from time to time.