hileli

listen to the pronunciation of hileli
Türkçe - İngilizce
fraudulent
adulterate
praetorian
fraudulently
(Kanun) barratrous
dishonest

What Tom did was dishonest. - Tom'un yaptığı şey hileliydi.

adulterated, impure
fraudulent; fraudulently altered, rigged
trick

Is this a trick question? - Bu hileli bir soru mu?

That's not a trick question. - O hileli bir soru değildir.

sharp
false
tricksy
trickish
tortuous
unfair
tricky

I've heard Italian is a tricky language. - İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.

tricky, false; adulterate, impure
twisty
loaded

The gambler used loaded dice to cheat. - Kumarbaz aldatmak için hileli zar kullandı.

underhand
underhanded
bastard
{s} devious
{s} manipulative
gimmicky
hile
cheat

You shouldn't let him get away with cheating. - Yaptığı hileyi yanına kar bırakmamalısın.

I accused him of cheating. - Onu hilekarlıkla suçladım.

hile
trick

Tom knows all the tricks of the trade. - Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.

He got the money from her by a trick. - O bir hile ile parayı ondan aldı.

hileli aldatma
(Askeri) manipulative deception
hileli işler
sharp practices
hileli kullanım
(Tıp) fraught
hileli malzeme
fraudulent material
hileli satış
Fraudulent sale
hileli zar
loaded dice

The gambler used loaded dice to cheat. - Kumarbaz aldatmak için hileli zar kullandı.

hileli bayrak
(Hukuk) flags of convenience
hileli bir iş
sharp practice
hileli bir şekilde
impurely
hileli film
trick film
hileli fiyat tespiti
(Ticaret) collusive bidding
hileli fiyat önerisi
(Ticaret) collusive bidding
hileli iddia
(Askeri) fraudulent claim
hileli iflas
fraudulet bankruptcy
hileli iflas
fraudulent bankruptcy
hileli itilaf
(Kanun) covin
hileli iş yapmak
pull a fast deal
hileli olarak
bastardly
hileli oy
(Politika, Siyaset) faggot vote
hileli politika
fraudulent policy
hileli savunma
(Kanun) sham defense
hileli söz
double-talk
hileli tütün
nested tobacco
hileli vefat davası
(Kanun) wrongful death claim
hileli yevmiye maddesi
(Ticaret) blind entry
hileli zar yapmak
load the dice
hile
{i} fake
hile
{i} dodge
hile
{i} catch
hile
{i} collusion
hile
{i} rigging
hile
{i} deception
hile
{i} do
hile
rudder
hile
skulduggery
hile
putup
hile
(Ticaret) graft
hile
(Argo) schtick
hile
dolus
hile
sham
hile
rogue
hile
game
hile
manipulation
hile
wiles
hile
(Kanun) circumvention
hile
{i} trickery
hile
pretence
hile
defraudation
hile
fraud

Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud. - Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.

Tom was widely accused in the Western media of election fraud. - Tom, Batı medyasında yaygın bir biçimde seçim hilesiyle suçlandı.

hile
red herring

I really feel it's a red herring. - Onun aslında bir hile olduğunu hissediyorum.

hile
flimflam
hile
stratagem
hile
delusion
hile
craftiness
hile
gyp
hile
decoy
hile
monkey business
hile
craft
hile
machination
hile
entrapment
hile
jiggery-pokery
hile
chicane
hile
shift
hile
hanky-panky
hile
artifice
hile
guile
hile
trickiness
hile
subterfuge
hile
gaff
hile
cobweb
hile
flam
hile
dupery
hile
gambit
hile
trick, ruse, cheat, monkey business, wile, subterfuge, stratagem, fraud, deception, deceit, device, craft, do
hile
doubling
hile
adulteration
hile
canard
hile
(Hukuk) mistake produced by fraud
hile
duplicity
hile
cross
hile
wile
hile
trick, ruse
hile
cheating

You shouldn't let him get away with cheating. - Yaptığı hileyi yanına kar bırakmamalısın.

Are you accusing me of cheating? - Beni hile yapmakla mı suçluyorsun?

hile
gadget
hile
deceit

I think Tom is deceitful. - Tom'un hilekar olduğunu düşünüyorum.

hile
finesse
hile
device
hile
{i} tortuosity
hile
{i} ploy
hile
double
hile
chouse
hile
{i} have

Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud. - Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.

When have I ever cheated? - Ben ne zaman hile yaptım?

hile
{i} manoeuvre
hile
{i} ruse
hile
{i} hokey pokey
hile
gull
hile
fallacy
hile
jape
hile
{i} imposition
hile
bilk
hile
{i} humbug
hile
tricky

Tom is a tricky little devil. - Tom hilekar bir küçük şeytandır.

I've heard Italian is a tricky language. - İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.

hile
hocuspocus
hile
{i} juggle

I'm teaching myself to juggle. - Kendime hile yapmayı öğretiyorum.

hile
wangle
hile
{i} practice
hile
{i} imposture
hile
stratsgem
hile
cog
hile
hoky poky
hile
{i} rig
hile
hanky panky
hile
{i} slyness
hile
{i} arts
hile
{i} gammon
hile
{i} gouge
hile
{i} plant
hile
chicanery
hile
{i} gimmick
hile
{i} maneuver
hile
juggler
hile
{i} sell
hile
have on
hile
ripoff
hile
wheeling and dealing
hile
sleight of hand
hile
hocus pocus
hile
false pretenses
hile
{i} pretense
İngilizce - İngilizce

hileli teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

hile
To hide
hile
Same as Hilum
Türkçe - Türkçe
Hilesi olan, içine hile karışmış, hile ile yapılmış
hileli iflas
Alacaklıları zarara sokmak amacıyla hileli işlemler yaparak gerçekleştirilen iflâs yolu
Hile
(Osmanlı Dönemi) BEND
Hile
(Osmanlı Dönemi) HIDA'
Hile
(Osmanlı Dönemi) SARF
Hile
(Osmanlı Dönemi) HAVL
Hile
(Osmanlı Dönemi) ÇÂRE
Hile
(Osmanlı Dönemi) SAZ
Hile
fesat
Hile
(Osmanlı Dönemi) DEMDEME
Hile
(Osmanlı Dönemi) MAHALE
Hile
(Osmanlı Dönemi) ÜRBE
Hile
nakış
Hile
ayak oyunu
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Sahtekârlık, yalancılık, düzenbazlık
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Zeval ve intikal
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Sed. Hâil
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Çare
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Aldatacak tarz ve tedbir. Fend. Mekir. Dabara
HİLE
(Osmanlı Dönemi) Maslahat ve hayırlı işlerde tedbirli ve tecrübeli olmak
hile
Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma
hile
Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı."- R. H. Karay. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma
hile
(Osmanlı Dönemi) oyun, tuzak
hile
Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
hileli