highest bid or lowest offer at that given time

listen to the pronunciation of highest bid or lowest offer at that given time
İngilizce - Türkçe

highest bid or lowest offer at that given time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

best
{i} en iyisi

Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım. - I will do my duty to the best of my ability.

İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir. - Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Yapabileceğinin en iyisini yaptın. - You've done the best you can do.

Yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is that the best you could do?

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

O en çok seyahat etmekten hoşlanır. - She likes traveling best of all.

En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun. - Take the one you like best, whichever it is.

best
{s} en iyi

Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur. - The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.

Babana en iyi dileklerimle. - Best regards to your father.

best
en iyi şekilde

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir. - Time is a precious thing, so we should make the best use of it.

Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı. - Tom did the job the best he could.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{f} hakkından gelmek, yenmek; baskın çıkmak, geçmek
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to get in touch with you?

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to contact you?

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
İngilizce - İngilizce
best
highest bid or lowest offer at that given time

    Heceleme

    highest bid or lowest of·fer at that giv·en time

    Türkçe nasıl söylenir

    hayıst bîd ır lōıst ôfır ät dhıt gîvın taym

    Telaffuz

    /ˈhīəst ˈbəd ər ˈlōəst ˈôfər ˈat ᴛʜət ˈgəvən ˈtīm/ /ˈhaɪəst ˈbɪd ɜr ˈloʊəst ˈɔːfɜr ˈæt ðət ˈɡɪvən ˈtaɪm/