Nitelik, nicelikten baskın çıkar.
- Quality trumps quantity.
Nicelik değil, nitelik.
- Quality, not quantity.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.
- We are always aiming at improving the quality of service.
Benim stereo setimin ses kalitesi seninkinden daha kötü.
- My stereo set is inferior to yours in sound quality.
Ses kalitesi önemlidir.
- Sound quality matters.
Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.
- If you want quality, pay for it.
Membership of this golf club is limited to those of quality and wealth.