Onlar yüksek hızlı bir kamera kullandılar.
- They used a high-speed camera.
Uzun bir yolculuk için yüksek hızlı bir trene binin.
- Take a high-speed train for a long trip.
Onlar yüksek hızlı bir kamera kullandılar.
- They used a high-speed camera.
Uzun süren hızlı bir kovalamacadan sonra polis memuru, Tom'u vurup öldürdü.
- After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
Yüksek hızlı trenler Avrupa'da yaygındır.
- High speed trains are common in Europe.
Pervaneler, yüksek hızlı uçaklarda kullanılmaz.
- Propellers are not used on high speed aircraft.
... high-speed rail is almost unimaginable since we actually remember ...
... to be on the hook to build the most expensive high-speed rail ...