There is nothing we can do to bring him back.
- Onu geri getirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
Nothing can be gained without effort.
- Çaba olmadan hiç bir şey kazanılamaz.
That doesn't look like anything I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.
We don't control anything.
- Hiç bir şeyi kontrol edemeyiz.
I can't promise anything, but I'll do my best.
- Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
She knows nothing about your family.
- Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.
The room was so dark that we could see nothing at all.
- Oda o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremedik.
Tom could feel nothing at all.
- Tom hiçbir şey hissedemiyordu.