Tom has nothing else to do.
- Tomun yapacak başka hiç bir şeyi yok.
You have nothing to be ashamed of.
- Utanacak hiç bir şeyin yok.
That doesn't look like anything I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.
We don't control anything.
- Hiç bir şeyi kontrol edemeyiz.
You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
- Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
She knows nothing about your family.
- Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.
I've got nothing to say to him.
- Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Darcy said nothing at all.
- Darcy hiçbir şey söylemedi.
Tom saw nothing at all.
- Tom hiçbir şey görmedi.