Mary renounced her moral values and became a nihilist.
- Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu.
She knows nothing about your family.
- Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
I never read that book.
- O kitabı hiç okumadım.
One of these days is none of these days.
- Bu günlerden biri bu günlerden hiçbiri değil.
Any house is better than none.
- Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
I listened, but I didn't hear anything.
- Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Nobody got zero in that test.
- Hiç kimse o testten sıfır almadı.
In the old days, there were no telephones or electricity whatsoever.
- Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.
Tell Tom I don't need his help whatsoever.
- Tom'a onun yardımına hiç ihtiyacım olmadığını söyle.
It serves you right that you failed your exam. You didn't study for it at all.
- Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın.
The amount of smoke that comes out of an electronic cigarette isn't bad at all.
- Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil.
No river in the world is longer than the Nile.
- Dünyada hiçbir nehir Nil'den daha uzun değildir.
Have you ever been to Canada?
- Hiç Kanada'ya gittin mi?
Have you ever seen Tokyo Tower?
- Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
I have no idea what I ought to do.
- Ne yapmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok.
Getting excited is not at all the same as getting angry.
- Heyecanlanmak kızmakla hiçte aynı değildir.
What that politician said is not at all true.
- O politikacının söylediği hiç gerçek değil.
It is far from easy to understand it.
- Bunu anlamak hiç kolay değil.
He is far from happy.
- O, hiç mutlu değildir.
You must be tired after a long day. No, not in the least.
- Uzun bir günün ardından yorgun olmalısın. Hayır, hiçbir şekilde.
You are not in the least happy.
- Sen hiç mutlu değilsin.
Nobody knows what will happen next.
- İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
Is there any home remedy for dust mites?
- Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
Don't you ever dust this place?
- Bu yerin hiç tozunu almıyor musun?
Whatever happens, I won't tell anybody about it.
- Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
- O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
In no way is he a man of character.
- O hiçbir şekilde karakter sahibi değil.
Death in no way differs from life.
- Ölüm hiç bir şekilde yaşamdan farklı değildir
Mary renounced her moral values and became a nihilist.
- Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu.
However, his girlfriend is selfish and hardly worries about Brian.
- Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.
Unfortunately I hardly speak any German.
- Ne yazık ki neredeyse hiç Almanca konuşamıyorum.
He was by no means happy.
- O hiçbir şekilde mutlu değildi.
Nick is by no means satisfied with the reward.
- Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
Do people ever accuse you of being superficial?
- İnsanlar seni hiç yüzeysel olmakla suçlar mı?
Mr. Thomas had no objection to Mr. White being elected chairman.
- Bay White'ın başkan seçilmesine Bay Thomas'ın hiç itirazı yoktu.
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
- Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.