My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
- Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
He's thrilled with his new job.
- O, yeni işinde heyecanlanıyor.
Tom doesn't look thrilled.
- Tom heyecanlanmış görünmüyor.
Everybody was thrilled by his story.
- Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı.