The election campaign of 1880 was not exciting.
- 1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi.
Soccer is an exciting game.
- Futbol heyecan verici bir oyundur.
Riding a horse is really thrilling.
- Bir ata binmek gerçekten heyecan verici.
We had a thrilling time at the theme park.
- Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik.
The news was sensational.
- Haber heyecan vericiydi.
That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational.
- Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.