hevesle

listen to the pronunciation of hevesle
Türkçe - İngilizce
eagerly

She waited eagerly for her husband's return. - Kocasının dönüşünü hevesle bekledi.

Tom eagerly ate the apple I gave him. - Tom ona verdiğim elmayı hevesle yedi.

ardently
keenly
on tiptoe
enthusiastically
fervently
ambitiously
ambition
jolly
heves
fad

It was only a passing fad. - Bu sadece geçici bir hevesti.

They don't want to admit that it's really a passing fad. - Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.

heves
{i} eagerness

She learned English with great eagerness. - O büyük bir hevesle İngilizce öğrendi.

heves
enthusiasm

I love Tom's enthusiasm. - Tom'un hevesini seviyorum.

heves
{i} whim

Layla was victim to Sami's every perverse whim. - Leyla, Sami'nin her sapık hevesinin kurbanıydı.

hevesle başlamak
(Konuşma Dili) kick-starting
hevesle girişmek
buckle down to
heves
{i} ambition
heves
cult
heves
{i} fit
heves
alacrity
heves
{i} fancy
heves
gusto
heves
kick
heves
spirit
heves
calling
heves
fervour
heves
fervor
heves
mettle
heves
ambitiousness
heves
ardour
heves
zeal

He did it with great zeal. - Onu büyük bir hevesle yaptı.

heves
fervency
heves
velleity
heves
stomach
heves
desire
heves
studiousness
heves
nine days' wonder
heves
keenness
heves
(an) interest; (an) enthusiasm
heves
ardor
heves
brio
heves
relish
heves
maggot
heves
anxiety
heves
itch
heves
freak
heves
furore
heves
(a) desire, yen
heves
desire, enthusiasm, inclination, zeal, gusto, fervour, fervor; fad, fancy
heves
notion
heves
inclination

I don't have the time or the inclination to do that. - Onu yapmak için zamanım ya da hevesim yok.

heves
passing desire, fancy
heves
Grace
heves
furor
heves
ardour [Brit.]
heves
{i} whimsy
heves
verve
heves
{i} whimsey
Türkçe - Türkçe

hevesle teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

HEVES
(Osmanlı Dönemi) Gelip geçici istek. Nefsin hoşuna gitmek. Devran edip gezmek. Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek
Heves
arzu
heves
Gelip geçici istek: "Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor."- P. Safa
heves
İstek, eğilim, arzu, şevk: "Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi."- H. Taner
heves
Geçici istek
heves
(Osmanlı Dönemi) nefsin arzusu, geçici istek
heves
İstek, eğilim, arzu, şevk
heves
Gelip geçici istek
hevesle