Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
I've been doing some calculations.
- Bazı hesaplamalar yapıyorum.
Their job is to calculate salaries.
- Onların işi maaşları hesaplamak.
To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
- Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
The scientists used an IBM mainframe computer to make their calculations.
- Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana çerçeve bilgisayarı kullandı.
To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
- Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
Their job is to calculate salaries.
- Onların işi maaşları hesaplamak.
They have to figure out the cost.
- Onlar maliyeti hesaplamak zorunda.
It's not easy to figure out the cost.
- Maliyeti hesaplamak kolay değil.
Isaac Newton was the first person to estimate the mass of the Sun.
- İsaac Newton, Güneş'in kütlesini ilk hesaplayan kişiydi.
The first calculating tool of mankind is called an abacus.
- İnsanların ilk hesaplama aracına abaküs denir.
He doesn't check his figures when he's calculating.
- Hesaplarken rakamlarını kontrol etmez.
A computer can calculate very rapidly.
- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
A computer can calculate very rapidly.
- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
Tom calculated his expenses.
- Tom giderlerini hesapladı.
Tom calculated that the total would be over 900 dollars.
- Toplamın 900 doların üzerinde olacağını hesapladı.
He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
I've been doing some calculations.
- Bazı hesaplamalar yapmaktayım.