You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
- Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
These are on sale everywhere.
- Bunlar her yerde satılıyor.
Tom can sleep anywhere.
- Tom her yerde uyuyabilir.
You may go anywhere you like.
- İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.
The branch offices of the bank are located all over Japan.
- Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.
He had bruises all over after the fight.
- Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
He left his books all around the house.
- O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.
There were flowers all around.
- Her yerde çiçekler vardı.