Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
O, hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
Bizzat gitmesi gerekli.
- It's necessary for her to go herself.
Oraya bizzat gitmesine gerek yok.
- She doesn't need to go there herself.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
Jane'nin hayali kendine yaşlı ve zengin bir sevgili bulmaktı.
- Jane's dream was to find herself a sugar daddy.
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.
- She pledged herself never to do it again.
Maria kendi kendine, çok şanslıyım dedi.
- Maria said to herself, I am very lucky.
Mary dün kendini incitti.
- Mary hurt herself yesterday.
Dans ederken kendini incitti.
- She injured herself while dancing.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
Betty herhangi bir sırrı uzun bir süre kendinde tutamaz.
- Betty cannot keep any secret to herself for a long time.
O sevinçten kendinden geçmişti.
- She was beside herself with joy.
Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.
- Tom offered to carry Mary's suitcase, but she told him she wanted to carry it herself.
Kendisini çocuklarına adadı.
- She devoted herself to her children.
Kendisine büyük odayı aldı.
- She had the large room to herself.
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
- I think that girl cut her hair to give herself a new look.
Ona söylemedim. O kendi kendine öğrendi.
- I didn't tell her. She found out by herself.
What's herself up to this time?.
She injured herself.
She was injured herself.
... Even before she herself became sick, she was fighting for it; not just for herself, but ...
... And, you know, I was raised by a single mom who had to put herself through school while ...