her yere

listen to the pronunciation of her yere
Türkçe - İngilizce
everywhere

The police looked everywhere and couldn't find any trace of Tom. - Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı.

The police looked everywhere and could find no trace of Tom. - Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.

anywhere

You may go anywhere you like. - İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.

We can go anywhere we want. - Biz istediğimiz her yere gidebiliriz .

her yer
everywhere

They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere. - Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

her yer
(deyim) up hill and down dale
her yer
anywhere

They looked everywhere for him, but couldn't find him anywhere. - Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.

Tom can sleep anywhere. - Tom her yerde uyuyabilir.

her yer
everyplace
her yer
every place
her yer
all over

The branch offices of the bank are located all over Japan. - Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.

He had bruises all over after the fight. - Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.

her yer
all around

There were flowers all around. - Her yerde çiçekler vardı.

He left his books all around the house. - O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.

her yer
every place, everywhere
her yere