In any case, we'll go.
- Her halükarda, gideceğiz.
In any case, I should call.
- Her halükarda, aramalıyım.
We'll be there rain or shine.
- Her halükarda orada yapıyor olacağız.
There are exceptions, however.
- Her halükârda istisnalar vardır.
I have to get up anyways.
- Her halükârda kalkmak zorundayım.
Anyway, if it just stops raining, then we might be able to go out.
- Her halükârda, sadece yağmur durursa, sonra dışarı çıkabiliriz.
Either way, you lose.
- Her halükarda kaybedersin.
I don't mind either way.
- Her halükarda umurumda değil.
It's worth trying at all events.
- Her halükarda denemeye değer.
I will leave tomorrow, in any event.
- Her halükarda, yarın gideceğim.