I play football every day.
- Her gün futbol oynarım.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
The patient was recovering daily.
- Hasta her gün iyileşiyordu.
I speak English daily.
- Her gün İngilizce konuşurum.
That pretty bird did nothing but sing day after day.
- O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.
The dog waited day after day for its master's return.
- Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
He plays Minecraft day in, day out.
- O her gün Minecraft oynar.
Tom eats the same food day in and day out.
- Tom her gün aynı yemeği yer.
It's just an everyday thing.
- O sadece her günkü bir şeydir.
He punishes me everyday.
- O beni her gün cezalandırıyor.