her şey

listen to the pronunciation of her şey
Türkçe - İngilizce
everything

The customer rejected everything that I showed her. - Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.

Put everything in my basket. - Her şeyi sepetime koy.

anything

This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything! - Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage. - Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

(Argo) lock, stock and barrel
the works
everything, all
all

All that glitters is not gold. - Parlayan her şey altın değildir.

All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive. - Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.

omni-
everything that
all the things
caboodle
omni

Only God is omnipotent. - Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.

Some humans believe that there exists a god who is omniscient, omnipotent and omnipresent. - Bazı insanlar; her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve her yerde olan bir tanrının var olduğuna inanıyorlar.

{k} the whole ball of wax
her şey yolunda
all good
her şey bitti
it's all over
her şey dahil
All included
her şey dahil fiyat
inclusive price
her şey dahil fiyat
inclusive terms
her şey gönlünce olsun
all the best
her şey göz önüne alınırsa
all things considered
her şey yiyen
omnivorous
her şey yolunda
so far so good
her şey yolunda gitti
all went hell
herşey
everything

Tell Tom everything's fine. - Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.

Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years. - Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında herşeyi bilir.

herşey
all in all
Herşey
(deyim) box and dice
umarım her şey yolundadır
i hope everything is allright
umarım her şey yolundadır
i hope all is well
umarım her şey yolundadır
i hope everything is fine
aralarında her şey bitmek
be through with
aramızda her şey bitti
I am through with
baştan sona her şey
gamut
cinayet dışında her şey
anything short of murder
her yıl ortaya çıkan şey
hardy annual
her zaman taşınan faydalı şey
vade mecum
kuşsütünden başka her şey var
(Konuşma Dili) There's everything you can think of to eat
sakin olun her şey yoluna girecek
Calm down everything will be OK
şimdiye kadar her şey iyi
so far so good
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
ne