hepsini

listen to the pronunciation of hepsini
Türkçe - İngilizce
(fiillerle) up
hep
always

She always looks pale. - O hep soluk görünüyor.

He was always drinking in those days. - O, o günlerde hep içki içiyordu.

hep
all the time

Tom and I fight all the time. - Tom ve ben hep kavga ederiz.

The weather today is great, but lately it's been raining all the time. - Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.

hepsini kullanmak
ladle out
hepsini satmak
close out
hepsini satmak
sold out
hepsini satmak
(Ticaret) sell out
hepsini satıp bitirmek
sell off
hepsini toplasan
in all
hepsini yazmak
write out
hepsini çektirmek
ladle out
hepsini alma
sweep
hepsini almak
sweep
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
hepsini birer kez dene
(Bilgisayar) round robin
hepsini geri al
(Bilgisayar) undo all
hepsini kazanmak
sweep the stakes
hepsini paylaştırma
(Bilgisayar) unshare all
hepsini öldürmek
kill off
hep
always, all the time, for ever, forever; all, the whole
hep
every time

Every time I read this novel, I find it very interesting. - Ne zaman bu romanı okusam bana hep çok ilginç gelir.

hep
throughout
hep
(deyim) in common with
hep
(Konuşma Dili) until hell freezes over
hep
forever

I've waited forever for this day to come. - Hep bugünün gelmesini bekledim.

hep
ever after

And they all lived happily ever after. - Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.

hep
(Konuşma Dili) till hell freezes over
hep
ever

Why would you ever want to work on Wall Street? - Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin?

I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. - Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

hep
ay
hep
night and day
hep
entirely, altogether (usually translates as "all"): Biz hep aynı sınıftayız. We're all in the same class. Bunu hep Fatma yaptı. Fatma did all this
hep
evermore
hep
omni

Wolverine is omnivorous. - Porsuk bir hepçildir.

This is an omnivorous species. - Bu hepçil bir türdür.

hep
always: Cuma akşamları hep adaya giderdik. On Friday evenings we'd always go to the island
hep
routinely
hep
used in: hepimiz all of us. hepiniz all of you. onların hepsi all of them. onun hepsi all of it
hep
wholly
hep
all

All those who take up the sword shall perish by the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

All is completed with this. - Hepsi bununla tamamlandı.

İngilizce - Türkçe

hepsini teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hep
baht
hep
açıkgöz
hep
uyanık
hep
talih
hep
şans
hep
argo açıkgöz
hepsini