O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.
- He raged like a wild beast.
Aslan hayvanların kralıdır.
- The lion is king of beasts.
O tuhaf bir hayvandı.
- It was a strange beast.
Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
- They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me.
Seni iğrenç canavar, buradan defol!
- You filthy beast, get out of here!
Sen sorularda çok iyisin! Birtek soruda başarısız olmadın!
- You're a beast! You haven't even missed one question!
Bu canavarlar çok cana yakın.
- These beasts are very friendly.