Güzel gün batımı, değil mi?
- Lovely sunset, isn't it?
Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.
- Never have I seen such a beautiful sunset.
Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.
- Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.
Böyle güzel bir günbatımını hiç görmedik.
- Never did we see such a beautiful sunset.
Gün batımından yaklaşık kırk beş dakika sonra vardık.
- We arrived about forty-five minutes after sunset.
Gün batımından sonra, alanın üzerinde ince bir sis belirdi.
- After sunset, a thin mist appeared over the field.
Böyle güzel bir günbatımını hiç görmedik.
- Never did we see such a beautiful sunset.
Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.
- Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.
Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu.
- Tom was on the balcony, looking at the sunset.