She can speak not only English but also French.
- O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.
Not only were there strong winds yesterday, but also it rained heavily.
- Dün hem güçlü rüzgarlar vardı hem de yoğun yağmur yağdı.
Sports make us healthy in mind as well as in body.
- Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.
They were rich as well as happy.
- Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı.
Actually it might be a good idea to start right now.
- Aslında hemen şu an başlamak iyi bir fikir olabilir.
I found out that the woman I thought was a nurse was actually a doctor.
- Hemşire olduğunu düşündüğüm kadının aslında doktor olduğunu öğrendim.